Pratik Bilgiler
  • 2024 İş Kanunu İdari Para Cezaları
  • 2024 SGK İdari Para Cezaları
  • Amortisman Sınırı
  • Arızi Kazançlara İlişkin İstisna
  • Asgari Geçim İndirimi
  • Asgari Ücret Maliyeti
  • Asgari Ücret Tutarları
  • Beyanname Verme ve Ödeme Süreleri
  • Bilanço Esasında Defter Tutma
  • Damga Vergisine Tabi Kağıtlar-DV Oranları
  • Dava Açma Süreleri
  • Değer Artış Kazançları İstisnası
  • Dernek Kanunda Uygulanan Cezalar
  • Emlak Vergisi Değeri Yıllık Artış
  • Emlak Vergisi Oranları
  • Emzirme ve Cenaze Ödeneği
  • Engelli İndirimi Tutarları
  • Engelli ve Eski Hükümlü Çalıştırma
  • Fatura Kullanma Mecburiyeti
  • Gecikme Zammı Oranları
  • Geçici Vergi Oranları
  • Gelir Vergisi Tarifesi
  • Genel Bildirim ve Süreler
  • İhbar Önel Süreleri
  • İŞ KANUNU İLE İLGİLİ TÜM YÖNETMELİKLER
  • İşsizlik Sigortası Primleri
  • Kapıcı Özet Maaş Hesabı
  • Kıdem Tazminatı Tavanı
  • Kira Stopaj Oranı
  • Mesken Kira Gelirlerinde İstisna Tutarı
  • Ödeme Emrine İtiraz
  • Özel Sağlık ve Emeklilik Katkı Payı
  • Reeskont ve Avans Uygulanan Faizi Oranları
  • SGK Eksik Gün Nedenleri
  • SGK İstisna Yemek, Çocuk, Aile Yardımı
  • SGK İşten Çıkış Kodları
  • SGK Primine Tabi Olan ve Olmayan Kazançlar
  • SGK Taban ve Tavan Ücretleri
  • Tahakkuktan Vazgeçme Sınırı
  • Tecil Faiz Oranları
  • Ücretlerde Damga Vergisi
  • Veraset ve İntikal Vergisi Oranları
  • Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
  • VUK da Kanuni ve İdari Süreler
  • Yeniden Değerleme Oranları
  • Yıllar İtibariyle Asgari Ücretler
  • Yıllık Ücretli İzin Süreleri
  • Yurt Dışına Çıkış Yasağı
  • Yurt İçi Gündelikler
  • Yurtdışı Gündelikler

  • BÜLTENİMİZE ABONE OLUN


    Aydınlatma Metnini okudum, e-posta adresimin bülten aboneliği kapsamında 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlenmesini ve e-posta almayı kabul ediyorum.

    EMEKLİLİK İÇİN YAŞ DIŞINDAKİ ŞARTLARI YERİNE GETİRENLERİN İSTİFASI VE KIDEM TAZMİNATI ÖDENMESİ

    T.C.
    YARGITAY
    Dokuzuncu Hukuk Dairesi

    Esas No

    : 2008/01760

     

    Karar No

    : 2009/13519

     

    Tarih

    : 04.05.2009

     
     
    • SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU
    • İŞÇİNİN EMEKLİLİK HAKKINI KAZANMASI
    • KIDEM TAZMİNATI

    ÖZET:

    Sosyal Güvenlik kurallarına göre emeklilik konusunda "yaş" hariç diğer şartları yerine getirmiş olan işçi kendi isteği ile işyerinden ayrılarak kıdem tazminatı alabilecektir.

    İş sözleşmesinin işçi tarafından emeklilik sebebiyle feshedilip ve buna göre kıdem hakkının doğu doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.

    4857 Sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi yollamasıyla yürürlülükte olan 1475 Sayılı Yasa'nın 14. maddesinin 4. bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan bent uyarınca fesih bildiriminde bulunabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandık hükümlerine göre yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödemeye hak kazanılmış olması gerekir. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirdiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar ve faiz başlangıcı da bu tarih olarak esas alınmalıdır.

    Dairemizce daha önce verilen kararlarda, derhal yapılan fesihlerde henüz ihbar tazminatı ödenmemişken ve yine ihbar öneli süresi içinde işçinin emeklilik başvurusu hali, işçinin emeklilik suretiyle feshi olarak değerlendirilmekteydi. Bu halde işçi ihbar tazminatına hak kazanmaz ise de, kamu kurumları bakımından kıdem tazminatı hesabında daha önce borçlanmış olduğu askerlik süresinin dikkate alınması gerekmekteydi. Kamu kurumu işyerleri bakımından askerlik borçlanmasının kıdem tazminatına yansıtılması noktasında işçi lehine olarak değerlendirilebilecek bu husus, işçinin ihbar tazminatına hak kazanması sebebiyle de işçinin aleyhinedir. Dairemizin, derhal feshin ardından önel içinde işçinin emeklilik için dilekçe vermesi halinde feshin işçi tarafından gerçekleştirildiği görüşü, işe iadeyle ilgili iş güvencesi hükümleri de dikkate alındığında 4857 sayılı İş Kanunu'nun sistematiğine uygun düşmektedir. Gerçekten açıklanan çözüm tarzında işveren feshi yerine işçinin emeklilik sebebiyle feshine değer verildiğinden, işçi iş güvencesinden de mahrum kalmaktadır. Bu nedenle, işverenin derhal feshinin ardından, işçinin ihbar tazminatının ödenemediği bir anda yaşlılık aylığı içinde tahsiste bulunmasının işveren feshini ortadan kaldırmayacağı düşünülmektedir. Dairemizce, konunun bütün yönleriyle ve yeniden değerlendirilmesi sonucu, işverence yapılan feshin ardından ve henüz ihbar tazminatı ödenmediği bir sırada işçinin emeklilik için başvurusunun işçinin emeklilik sebebiyle feshi anlamına gelmeyeceği sonucuna varılmıştır.

    1475 Sayılı Yasa'nın 14. maddesine 25.08.1999 gün ve 4447 Sayılı Yasa'nın 45. maddesi ile 5. bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirilmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkanı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanmış olsa da iş yerinde anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Ancak işçinin işyerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene bildirmesi gerekir. Aksi halde işçinin başka bir iş yerinde çalışmak için 1475 sayılı yasanın 14. maddesinin 5. bendi hükmüne dayanması yasal hakkın kötüye kullanılanımı niteliğindedir. Dairemiz konuyla ilgili bir kararında, işçinin bir gün sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmasının, feshin anılan 5. bent hükmüne uygun olmadığını gösterdiği sonucuna varmıştır. (Yargıtay 9. HD 04.04.2006 gün ve 2006/2716 E., 2006/8547 K.)

    Somut olayda davacı, prim ödeme gün sayısının dolması nedeni ile emekli olmak isteği ile işten ayrıldığını, işveren tarafından kıdem tazminatı ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, başvurusunda emeklilik talebinde bulunmadığını, kıdem tazminatı ödenemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece prim ödeme gün sayısının dolduğu kabul edilse bile yaş sınırı nedeni ile emekli olma hakkı doğmadığından ve istifa ederek işyerinden ayrıldığından kıdem tazminatı isteyemeyeceği gerekçesiyle dava reddine karar verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi 5. bendi yasa düzenlenmesi "14-5 (Ek bent: 25.08.2009 - 4447/45 md) 506 Sayılı Kanun'un 60. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları ve aynı Kanunun Geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle," kıdem tazminatına hak kazanacakları belirtilmiştir.

    Davacının sigortalılık başlangıcı 1974 yılıdır. 2003 yılında emekliliğe hak kazanmakla 29 yıllık sigortalıdır. Hizmet dökümünden prim ödeme gün sayısının 3.624 gün olduğu anlaşılmaktadır. Davacı yaş şartını ikmal etmese dahi 506 Sayılı Kanun'un 60. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentleri ve aynı Kanunun Geçici 81. maddesine göre emeklilik şartı haizdir. Bu nedenle davacının iş sözleşmesinin 1475 s.Y. 14/5 bendi hükmü uyarınca feshedildiği kabul edilmelidir. Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulu'nun kararlılık kazanmış olan kararları bu yöndedir. (T.C. Yargıtay HGK 2008/9-405 E. - 2008/412 K: Yargıtay 9 HD 2008/25411 E. - 2008/23407 K.) Mahkemece 1475 Sayılı Kanun'un 14. madde 5. bendi gereğince kıdem tazminatına karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

     

     

     

    T.C.
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ


    E. 2006/2716
    K. 2006/8549
    T. 4.4.2006


    • YAŞLILIK AYLIĞI ( 506 Sayılı Kanunun Geçici 81. Maddesine Göre Bağlanması İçin Öngörülen Sigortalılık Süresini ve Prim Ödeme Gün Sayısını Tamamlayarak Kendi İstekleri İle İşten Ayrılmaları Nedeniyle İşçilerin Kıdem Tazminatına Hak Kazanabileceği )


    • YAŞ KOŞULU ( Yaşlılık Aylığı Bağlanması İçin Öngörülen Sigortalılık Süresini ve Prim Ödeme Gün Sayısını Tamamlayarak Kendi İstekleri İle İşten Ayrılmaları Nedeniyle İşçilerin Kıdem Tazminatına Hak Kazanabileceği )


    • KIDEM TAZMİNATI ( 506 Sayılı Kanunun Geçici 81. Maddesine Göre Yaşlılık Aylığı Bağlanması İçin Öngörülen Sigortalılık Süresini ve Prim Ödeme Gün Sayısını Tamamlayarak Kendi İstekleri İle İşten Ayrılmaları Nedeniyle İşçilerin Hak Kazanabileceği )


    506/m.60/1-A, Geç.81
    1475/m.14


    ÖZET : "506 Sayılı Kanunun 60. maddesinin birinci fıkrasının ( A )bendinin ( a )ve ( b )alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle" işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabileceği hükme bağlanmıştır. Düzenlemenin amacı, pirim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını kazanmış olsa da, diğer bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır.

    DAVA : Taraflar arasındaki ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma parası ile bayram, hafta, genel tatil gündelikleri ve ikramiye alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 4.4.2006 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat B. O. ile karşı taraf adına Avukat N. Y. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    KARAR : Davacı işçi açmış olduğu bu davada, 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğinden söz ederek bu yönde istekte bulunmuştur. Davalı işveren, davacının başka bir işyerinde çalışmak için istifa etmek suretiyle işyerinden ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece istek doğrultusunda karar verilmiştir.

    1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bentte, "506 Sayılı Kanunun 60 inci maddesinin birinci fıkrasının ( A )bendinin ( a )ve ( b )alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle" işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabileceği hükme bağlanmıştır. Düzenlemenin amacı, pirim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını kazanmış olsa da, diğer bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır. Şüphesiz işçinin bu ayrılmasından sonra yeniden çalışması gündeme gelebilir ve Anayasal temeli olan çalışma hakkının ortadan kaldırılması beklenmemelidir. Bu itibarla işçinin ilk ayrıldığı anda iradesinin tespiti önem kazanmaktadır. İşçinin başka bir işyerinde çalışmak için işyerinden ayrıldığı anlaşıldığı taktirde 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca kıdem tazminatına hak kazanılması söz konusu olmaz.

    Davacı işçi, 24.1.2003 tarihinde işverene vermiş olduğu yazılı dilekçesinde özel nedenlerle aynı tarihte işyerinden ayrılmak istediğini bildirmiştir. Davalı işveren yetkilisi dilekçe altına, davacının 21.2.2003 tarihinde ayrılabileceğine dair bir açıklama eklemiş ve tarafların bu yönde anlaşmaları üzerine davacı işçi bir süre daha çalışmıştır. Davacı 23.2.2003 tarihine kadar çalışmasını sürdürmüş, bu tarihte işyerinden ayrılmış ve bir gün sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmak üzere işe başlamıştır. Somut olayda davacı işçi iş sözleşmesini 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca feshetmiş değildir. Başka bir işyerinde çalışmaya başladıktan çok sonra Sosyal Sigortalar Kurumuna bu yönde bir yazı almak için başvuruda bulunmuştur. Bu durumda yasa ile korunan hukuki menfaatin teminine yönelik bir davranış içine girilmemiş ve davacı işçi olayların gelişimine göre başka bir işyerinde çalışmak için işyerinden ayrılmıştır. Davacı tanıkları da davacının 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca iş sözleşmesini feshettiğinden söz etmemişlerdir.

    Daha sonra davacı işçi, işverence kıdem tazminatı ödemesine esas olmak üzere Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından yazı verilmediğinden bahisle bir dava açmış ve bu davada davacının pirim ödeme süresi ile sigorta pirimi yönünden emeklilik hakkını kazandığını tespit olunmuştur. Aynı kararda davacı işçiye 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca kıdem tazminatı yazısı verilmesi gerektiğinin tespitine dair hüküm kurulmuştur. Belirtmek gerekir ki bu dava, işçiye Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından yazı verilmesi ile ilgilidir. Davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazandığı noktasında bir sonucu içermemektedir.

    Yapılan bu açıklamalara göre davacı işçi, 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca iş sözleşmesini feshettiği kanıtlayamadığından kıdem tazminatı isteğinin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece anılan isteğin reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

    SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 450 YTL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 4.4.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

     

    Bu Makaleyi arkadaşıma göndereyim


    Kötü Makaleyi Değerlendirin:
    1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
    Çok İyi
    Bu Makalenin yazıcınızdan çıktısını alabilirsiniz. Tıklamanız yeterli.Yazdır


    Bu makale siteye eklendiği 10-10-2012 tarihinden beri 14630 kez okunmuştur.

    Bu İçeriği paylaşın



    20 Nisan 2024, Cumartesi
    2024-04-19 günü 15:30 da açıklanan
    Para BirimiDöviz AlışDöviz SatışEfektif AlışEfektif Satış
    USD32.509632.568232.486832.6170
    EUR34.625434.687834.601234.7398
    GBP40.378240.588840.350040.6496

    > AYLIK DÖVİZ KURLARI TABLOSU
    Site İstatistikleri
       Online : 2    
       Bugün : 1.740    
       Bu Ay : 243.648    
       Bu Yıl : 1.402.596    
       Toplam : 36.220.657    
    Tüm Hakları Saklıdır 2013 GÜLBENK MÜŞAVİRLİK - Adres: Mustafa Kemal Mah. 2155. Sk. Nep Office 4 K:2 D: 9-10 Çankaya ANKARA Tel : 0(312) 223-6314 Faks : 0(312) 223-5985
    Sitemizde yayınlanan yazılar aktif link vermek kaydı ile yayınlanabilir.
    free stats